Türkiye Büyük Mason Mahfili, çalışmalarını Türk masonluğunda öteden beri benimsenmiş olan liberal masonluk anlayışı doğrultusunda yürüttü. Pek az sayıda masonun katılımıyla kurulmuş olduğundan, ilk birkaç yılda hayli ağır bir gelişim sağlayabildi. 1970’li yıllarda üyelerinin sayısı belirgin bir artış gösterdi ve yeni locaların kurulmasına başlandı.
Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonları Büyük Locası ise, dünya çapında masonluğun en büyük niceliksel gücünü oluşturan Anglosakson masonluğu topluluğuna katılmaya yöneldi. Zaten bu amaçla yıllar öncesinden başlatılmış birtakım girişimler vardı; bunların başını da gene Enver Necdet Egeran çekiyordu. Nitekim, 1965 yılında Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonları Büyük Locası yukarıda sözünü etmiş olduğumuz kaynaşma içindeyken, Türk masonluğuunun Anglosakson masonluğu topluluğundaki mason kuruluşları tarafından “düzenli bir büyük loca” olarak tanınabilmesi bakımından gerekli görülen ve masonlukta “konsekrasyon” olarak anılan bir tören, genel kurul toplantısı sırasında bir “oldu bitti” ye getirilerek uygulanıvermişti.
Anglosakson Masonluğu topluluğunun önderi niteliğindeki İngiltere Birleşik Büyük Locası, konsekrasyon uygulamasını, Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonları Büyük Locası’nın “düzenli bir büyük loca” olarak tanınması için yetersiz buldu. Büyük Loca’nın tüzük ve ritüelleri üzerinde yer yer birtakım değişiklikler yapıldı. Bu da yetmedi. İngiltere Birleşik Büyük Locası’nın Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonları Büyük Locası’nı “düzenli bir masonik örgüt” olarak tanıyabilmesi için, kökeninde daha önce kendisinden patent almış bulunan bir locanın bulunması gerekiyordu. Bunun üzerine, 1909 yılında daha önce Mısır Obediyansı’na bağlı iken Maşrık-ı Âzam-ı Osmanî’ye katılmış olan “Resne” adlı loca, Türk Masonluğu’nun kökeni olarak gösterildi. Bunun üzerine İngiltere Birleşik Büyük Locası 1970 yılında Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonları Büyük Locası’nı düzenli bir mason örgütü olarak tanıdı.
Böylece Türkiye’deki masonluğun bölünmesi, yalnızca 1965 yılında patlak vermiş birtakım iç olaylara bağlı kalmadı. Ortaya biri Liberal Masonluk, diğeri Anglosakson Masonluğu kanadında olmak üzere iki ayrı mason büyük locası ve gene bu kanatlarda yer alan iki ayrı yüksek dereceler otoritesi çıktı.
Türkiye Süprem Konseyi Liberal Masonluğu benimseyen Türkiye Büyük Mason Mahfili ile, 1968 yılında kurulan Türkiye Yüksek Şûrası ise artık Anglosakson Masonluğu kanadında yer alan Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonları Büyük Locası ile ilişki kurmayı sürdürdü.
1973 yılında T.C. Dernekler Kanunu’nda yapılan bir değişiklikle derneklerin adlarının başında yer alabilen “Türk” ya da “Türkiye” sözüne kısıtlama getirildi. Bunun üzerine Türkiye’deki tüm mason örgütlerinin adlarının başında yer alan “Türkiye” sözü kaldırıldı.
1980’li yılların sonlarında, Büyük Mason Mahfili’nin kimi üyeleri, birçok Batı ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de kadınların mason olabilmelerinin sağlanması bakımından başlatılan girişimleri desteklediler. Bu bağlamda 1989 yılında önce “Çağdaş Kardeşlik Dayanışma Derneği” adı altında bir dernek kuruldu. 1991 yılında bu derneğin üyelerinin masonluğa girebilmeleri amacıyla bir geçici loca oluşturuldu. Masonluğa giren kadınlar dört ayrı loca kurdular. Aynı yıl bu localar bir araya geldi ve “Kadın Büyük Mason Locası” adını alan bir büyük loca oluştu. Kadın masonlar sonradan hem bu örgütün hem de derneğin adını Kadın Masonlar Büyük Locası olarak değiştirdiler. 2016 yılının Mayıs ayında ise, Kadın Masonlar da kendi Süprem Konsey’lerini, Kadın Süprem Konsey’ini kurdular.
Gene 1991 yılında Büyük Mason Mahfili Derneği, uluslararası nitelikli bir mason örgütü olan ve kısaca CLIPSAS olarak anılan kuruluşa üye olabilmek için T.C. Bakanlar Kurulu’na başvurdu. Bunun için Masonluk’taki tutumunu açıklayan bir “evrensel bildirge” yayımladı. Bakanlar Kurulu’nun izniyle bu uluslararası örgüte üye oldu.
Büyük Mason Mahfili, 1993 yılından bu yana Özgür Masonlar Büyük Locası adını kullanmaya başladı.
Günümüzde, Türkiye’de üç ayrı mason büyük locası vardır. Masonluk’taki yüksek dereceler büyük locadan ayrı bir örgüt çatısı altında yürütüldüğünden, böylece yurdumuzda şu anda altı bağımsız mason derneği bulunmaktadır.
Türkiye’de Masonluğa saldırılarda bulunanlar, hep Masonluğun “kökü dışarıda beynelmilel bir örgüt” olduğunu, bu örgütün Türk halkının törelerine ve T.C. yasalarına olduğunu ileri sürmüşlerdir. Türkiye’de mason localarının kapatılmasını sağlamak için her türlü karalamayı yapmışlar, yasal yaklaşımlarla baskıda bulunmuşlardır.
Oysa siz, bu sitede anlatılmış olanların sonucunda gördünüz ki:
Çeşitli ülkelerdeki mason örgütleri ortak amaç ve ülküde birleşme bakımından evrensel, kendi yurtlarındaki yönetsel kuruluşlarında ise tümüyle bağımsız ve ulusal birer kurumdurlar.