Türk Masonluğunun Kısa Tarihi

Mayıs 1922’de İstanbul’da, Fransızca olarak bastırılan bir kitapçığın çevirisi………
Yazan : Is\ Jessua (Büyük Yardım Üstadı)

Özet Bilgiler :

Osmanlı topraklarında pek çok yabancı Obediyansa bağlı olarak kurulan ve özellikle İstanbul, İzmir ve Selanik’te odaklanan localarda, ilk üç derecedeki yabancı, azınlık ve Müslüman kardeşler, genellikle bir arada çalışıyorlardı.

Genel olarak 19ncu yüzyılın başlarından itibaren canlanan Osmanlı Masonluğu, Kırım Savaşı sonrasında ivme kazanmıştı. 19ncu yüzyılın ortalarına gelindiğinde, yabancı ülkelerin Büyük Localarına veya Büyük Doğularına bağlı olan, hemen hepsi Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’ni benimsemiş ama uygulamada ritüelleri ülkesel küçük farklılıklar gösteren pek çok loca, ilk üç dereceyi kardeşleriyle paylaşıyorlardı.

Masonluğun tarihsel süreçteki yapılanması içinde, önce ilk iki derecenin bulunduğunu, sonradan üçüncü derecenin de eklenmesiyle yönetsel bir örgütlenmeye gerek duyulduğunu ve ilk üç dereceyi kapsayan bağımsız Büyük Locaların oluştuğunu hatırlamalıyız. Daha sonraki tarihlerde üst dereceler kavramının gelişmesiyle, 1789 Büyük Yasaları uyarınca 33 derecelik bir sistemin benimsendiği ve bunun Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti adını aldığını da gözden uzak tutmamalıyız.

Tarihsel süreçte, doğal olarak önce ulusal Büyük Loca kavramı ve buna yönelik oluşum var. Ulusal Süprem Konseyleri kurarak üst derecelerde örgütlenmeyi gerçekleştirenler de, bu kaynaktan gelen kardeşler.

Osmanlı Masonluğuna gelince, burada farklı ülkelerin Büyük Localarından ve Büyük Doğularından gelen kardeşler, ilk ulusal örgütlenmeyi 1861 yılında bir Süprem Konsey kurarak yaşamışlar. 1909 yılındaki yeniden yapılanmaya kadar, ulusal Süprem Konsey ve bunun yanında, ilk üç derecede yabancı Obediyanslara bağlı olarak çalışan kardeşler var. Süprem Konsey, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin Türkiye’deki egemen gücü. Ama, ulusal Süprem Konseye kaynak olan kardeşler, yabancı Obediyanslara bağlı localardan geliyorlar, farklı ritüeller uyguluyorlar ve Obediyanslarının Süprem Konseyle herhangi bir anlaşması (konkordato) ya da Masonluğun evrensel ilkeleri dışında birlikteliği yok.

Bu durumda, Türkiye Süprem Konseyinin ilk yaptığı iş, ulusal bağlamda bir Büyük Doğu (ya da Büyük Loca) kurulması için çağrıda bulunmak oluyor. 1909’da gerçekleşen bu oluşum, Büyük Doğu (Grand Orient) adını alıyor.

Aslında, masonik terminolojiye göre, mavi localar da denilen ilk üç derecenin egemen gücüne farklı iki isim verilebiliyor. Obediyansı oluşturan tüm localar aynı rite bağlıysalar Büyük Loca adını alıyorlar, farklı farklı ritleri uygulamakla birlikte yönetsel bir bütün oluşturmayı istedilerse Büyük Doğu (Grand Orient) olarak adlandırılıyorlar.

Türk Masonluğunun ilk üç derecesindeki ulusal oluşum, Süprem Konseyin çağrısı ve onunla yapılan anlaşma gereğince tek bir riti, Süprem Konseyin uyguladığı riti benimsiyor. Bu durumda adının Büyük Loca olması gerekiyor.

Ancak, farklı Obediyanslardan gelen locaların bu yeni birlikteliğinde, “tek rit” kavramı birleşmeyi zorlaştırıyor. Bu nedenle, birleşmeye dönük bir çözüm arayışının sonucu olduğu sanılan “Büyük Doğu” (Grand Orient) adı benimseniyor.

Aşağıda, Türk Masonluğunun kuruluş öyküsünü, kaleminden izyeceğiniz Jessua bu nedenle, çalışmasında hem “Büyük Doğu”, hem de parantez içinde “Büyük Loca” adlarını kullanmış.

Oldukça kısa, yazıda söz edilen bazı eklerin orijinal baskıda yer almadığı ve yer yer Jessua’nın kişisel değerlendirmelerini de içeren bir çalışma olmasına karşın, aşağıda sunulan özgün kitapçığın değeri yadsınamaz.

E:. U:. M:. Y:.TÜRKİYE BÜYÜK DOĞUSU (Büyük Locası)

TÜRKİYE’DE MASONLUĞUN KISA TARİHİ

İs:. Jessua K:.

Türkiye Büyük Doğusu (Büyük Locası) Büyük Yardım Üstadı

1.) Türkiye Süprem Konseyi

Türkiye’de ulusal masonluğun oluşumu, göreli olarak çok yenidir. İstanbul’da, 1786 Büyük Yasaları uyarınca, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti Türkiye Süprem Konseyi’nin kurulması için, 1861 yılında Mısır Prensi Halim Paşaya yetki verilmiştir. Halim patentleri de denilen bu yetki belgeleri uyarınca kurulan Süprem Konsey, 1869 yılında tüm uluslararası ilişkilerinde düzenli kabul edilmiştir. Çünkü aynı yıl, Süprem Konseyler Birlikteliği Ana Süprem Konseyi’nin yetkisini kabul etmiş ve onun tarafından da yasal olarak tanınmıştır (Bu Ana Süprem Konsey, Kuzey Amerika’da Charleston’da yerleşiktir).

Türkiye Süprem Konseyi, o tarihlerde, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin, Türkiye için, tek düzenleyici gücüydü.

Ancak, bu Süprem Konseyin çalışmaları hakkında, günümüze (1922) herhangi bir bilgi gelmemiştir. Bu kısa tarihçeyi yazan ben kardeşinizin çok uzun süren araştırmaları sonucunda da, 1861 yılında, Halim Patentleri ışığında kurulmuş olan Türkiye Süprem Konseyi’nin, uluslararası düzeyde tanınmasını izleyen yıllarda, dikkat çekecek bir etkinlikte bulunduğunu kanıtlayacak herhangi bir belge elde edilememiştir.

Ancak Meşrutiyetin ilanından sonra, 1909 yılında, Türkiye Süprem Konseyi yeniden ve yeni temeller üzerinde yapılanabilmiştir. Mısırlı süvari generali Prens Hasan Paşa, Egemen Gran Komandör olarak görev üstlenmiştir. Uyarlanan Rit, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti olmuştur.

Pek Değerli ve Pek Aydın Kardeşler David J. Kohen (33ncü derece), Mişel Noradungyan (33ncü derece), Mithat Şükrü Bey (33ncü derece), Jozef Sakakini (33ncü derece), Mısır Süprem Konseyi’nin üyeleri, Fuat Hulusi (33ncü derece), De Nari, R. Ricci (33ncü derece) bu yeniden yapılanmaya büyük katkılar sağlamışlardır.

Süprem Konsey Yönetim Kurulunun geçici seçimleri 25 Haziran 1909’da İstanbul’da gerçekleşmiş ve dünyadaki düzenli masonik oluşumlar tarafından Türkiye Süprem Konseyinin düzenli ve yasal olarak tanınması için girişimler yapılmıştır.

Beklenen yasal tanınma 1909 yılının Ekim ayında gerçekleşmiştir. Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti Süprem Konseyleri Birlikteliği, Ulusal Türk Süprem Konseyi’ni, Osmanlı topraklarında, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin tek yetkili ve egemen gücü olarak tanımıştır. Mısır, bu Süprem Konseyin yetki alanının dışında tutulmuştur çünkü 1907’de Mısır Süprem Konseyi, bağımsız ve egemen bir masonik güç olarak tanınmıştır. 1907 yılında, Brüksel’de toplanan Uluslararası Konferansta Jozef Sakakini Kardeş, Bağımsız Mısır Süprem Konseyi temsilcisi olarak yer almıştır.

Söz konusu tanınmanın gelmesinden sonra, Türkiye Süprem Konseyi Yönetim Kurulunu kesin olarak belirleyecek seçimler 21 Aralık 1909’da yapılmış ve görevliler aşağıdaki gibi belirlenmiştir :

Egemen Gran Komandör ve Büyük Üstat : Prens Aziz Hasan Paşa (33) – General-

Gran Komandör 1nci Yrd. (Lieut\ ) Büyük Üstat : Cavit Bey (33) -Eski Maliye Bakanı-

Gran Komandör 2nci Yrd. (Lieut\ ) Büyük Üstat : Jozef Sakakini Bey (33) -Mısır Süprem Konseyi üyesi –

1nci Saygıdeğer (Vénérable) Büyük Denetçi : Süleyman Faik Paşa (33) –Ordu Komutanı-

1nci Saygıdeğer (Vénérable) Büyük Denetçi Yrd. (Adjoint): Mehmet Talat Paşa (33) -Eski Başvekil-

Büyük Şansölye Genel Sekreter : David J. Kohen (33)

Büyük Hatip Yasalar Sözcüsü : Mişel A. Noradungyan (33)

Büyük Hazine Görevlisi : Osman Talat Bey (33) -Avukat-

Büyük Hazine Görevlisi Yrd. (Adj\ ) : Emanuel Karasu (33) -Avukat-

Büyük Soruşturucu (Expert) : Dr. Rıza Tevfik Bey (33) -Senatör, Filozof –

Büyük Arşiv ve Kütüphane Görevlisi : Mehmet Arif (33) -Avukat-

Büyük Koruyucu (Capit\ des Gardes) : Galip Paşa (33) -General, Emniyet Gn. Müdürü-

Büyük Koruyucu Yrd. : Mehmet Fuad Hulusi Bey (33) -Mebus, Avukat-

Büyük Tören Üstadı : Sarim Kibar (33) -Tüccar-

Büyük Sancak Taşıyan Üstat : Mithat Şükrü Bey (33) -Mebus-

Büyük Kılıç Taşıyan Üstat : Rahmi Bey -Mebus, Vali-

Selanik Temsilcisi : Sabri Bey, Katipzade (33) -Tüccar-

Aynı tarihte, Belçika Süprem Konseyi Egemen Gran Komandörü ve Büyük Üstadı Kont Goblet D’Alviella’ya da, ömür boyu -ad vitam- Onursal Gran Komandör sanı verilmiştir. Bu, Türkiye Süprem Konseyi’ne yapmış olduğu unutulmaz katkıların anısına verilmiş olan bir onurdur.

Ayrıca, aşağıda adları yazılı Pek Aydın ve Pek Güçlü Kardeşler de, onursal üyeler olarak kabul edilmişlerdir :

Alphonse de Paepe (33), Belçika Süprem Konseyi üyesi

Emmanuel Galanis (33),Yunanistan Süprem Konseyi Egemen Gran Komandörü

Joseph Junck (33) Lüksemburg Büyük Dükası.

Türkiye Süprem Konseyini oluşturan üyeler aşağıda adları yazılı kardeşlerdi :

Prens Aziz Hasan, Mehmet Cavit, Jozef Sakakini, Süleyman Faik, Mehmet Talat, David J. Kohen, Mişel Noradungyan, Osman Talat, Mehmet Arif, Sarim Kibar, Galip Paşa, Mithat Şükrü.

Aşağıdaki kardeşler de, aktif üye ilan edilmişlerdir :

Mehmet Galip Bey, Mehmet Ali Rahmi, Fuat Hulusi, Emanuel Carasso, Rıza Tevfik, Sabri Katipzade .

30 Nisan 1914 tarihinde, Pek Aydın ve Pek Güçlü Dr. Mehmet Ali Bey kardeşimiz, Prens Aziz Hasan Paşanın yerini alarak Türkiye Süprem Konseyi Egemen Gran Komandörü seçilmiştir ve halen (1922) bu görevi yürütmektedir.

Bu arada, Süprem Konseyin egemenliği altında aşağıdaki çalışma atölyeleri de oluşturulmuştur:

İstanbul Vadisinde, 32. derecede çalışan bir Krallık Gizleri Yüce Prensleri Konsistuarı
İstanbul Vadisinde, 30. derecede çalışan bir Kadoş Şövalyeleri Areopajı
İstanbul Vadisinde, 18. derecede çalışan iki Rose-Croix Şövalyeleri Egemen Şapitri (Les Pionniers de l’Avenir –Geleceğin Öncüleri- ve Concorde )

2.) Türkiye Büyük Doğusu ( Büyük Locası )

Ekte bulacağınız 1 numaralı sirkülerin 2nci paragrafında da görüleceği gibi, İstanbul’da, 1909’dan önce de bir Türkiye Büyük Doğusu oluşturmak için girişimde bulunulmuştu. Bu projenin yönlendiricisi olan ve olumlu sona ulaşamayan Forte Kardeşimizi saygıyla anıyoruz. Türkiye’de ve ağırlıklı olarak İstanbul’da çalışan, farklı Obediyanslara bağlı yabancı locaları tek ve aynı Obediyansın çatısı etrafında toplamaya çalışmış ama başarı sağlayamamıştı.

Türkiye’de ulusal Büyük Doğu (Büyük Loca) kurulması için yeni bir girişim, ancak 9 Temmuz 1909 tarihinde, Türkiye Süprem Konseyi’nin, İstanbul’da ve taşrada çalışan Sayın Locaların Saygıdeğer Üstatlarına “1” sayılı bildirisini göndermesiyle mümkün olabildi.

Bu bildiriyle Sayın Localar, ulusal düzeyde bir Büyük Doğu (Büyük Loca) kuruluşuna katılmaya ve katkıda bulunmaya çağırılıyorlardı.

O tarihte, İskoç Riti ile çalışan İtalya Büyük Doğusuna (Gr\Or\d’Italie) bağlı bulunan Bisanzio Risorta Sayın Locası Saygıdeğer Üstadı, Çok Değerli De Nari Kardeşimiz, Fransa Büyük Doğusuna (Gr\Or\de France) bağlı bulunan Renaissance Sayın Locası Saygıdeğer Üstadı Çok Değerli Jean Siotos Kardeşimiz, İtalya Büyük Doğusuna (Gr\Or\d’Italie) bağlı bulunan Italia Risorta Sayın Locası Saygıdeğer Üstadı Çok Değerli Rafael Ricci (33) Kardeşimiz, Suriye’de çalışan bir Sayın Locanın Saygıdeğer Üstadı Çok Değerli Nadra Moutran Kardeşimiz bu çağrıya hemen olumlu yanıt verdiler.

13 Temmuz 1909 tarihinde yapılan toplantıda konu görüşüldü ve ayrıntılı olarak tartışıldı. Sayın Loca temsilcilerinin de katılımıyla yapılması planlanan gelecek oturumun gündemi, iki madde olarak saptandı :

Düzenli bir Türkiye Büyük Doğusu kurulması
Görevlilerin seçimi.
Bu seçim 1 Ağustos 1909 tarihinde yapıldı.
Bunu izleyen 9 Ağustos 1909 toplantısında, Türkiye Büyük Doğusu ( Büyük Locası) yasalar uyarınca kuruldu. Türkiye ile ona bağlı bölgelerde, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin ilk üç derecede Simgesel Gücü olduğu, düzenin gereklerine göre duyuruldu. (1’den 3’e kadar çalışan Mavi Locaların egemen gücü -Corps-Pouvoir- )

Türkiye Büyük Doğusunu (Büyük Loca) oluşturan locaların listesi, kuruluş tarihlerine (matrikül numaralarına) göre aşağıdaki gibiydi :

No.1 Vatan ( Sadece Rit’in son derecesi olan 33ncü dereceyi almış kardeşlerden oluşuyordu )

No.2 Muhibban-ı Hürriyet (Özgürlük Dostları)

No.3 Vefa

No.4 Resna

No.5 Şafak

No.6 Bisanzio Risorta

No.7 İttihat ve Terakkinin Gerçek Dostları (Bu locadaki kardeşler, Fransa Büyük Doğusuna bağlı olarak çalışmalarını sürdürmek isteyen Renaissance Sayın Locasından ayrılmışlar ve Türkiye Büyük Doğusu (Büyük Locası) içinde çalışmak amacıyla yeni bir loca kurmuşlardı.)

No.8 Osmanlı Kardeşliği

9 Ağustos oturumunda, katılımcı locaların temsilcileri Türkiye Büyük Doğusuna (Büyük Locaya) bağlılık andı içtiler.

Burada bir noktanın altını çizmek gerekir. İstanbul’da çalışan İngiliz Obediyansına bağlı mason kardeşler, Osmanlı Masonluğunun oluşum çabalarını sempatiyle izlemişler, , hatta sık sık Türk localarının çalışmalarına katılarak onları yüreklendirmişlerdir ama, Türkiye Büyük Doğusunun (Büyük Locasının) kuruluşunda hiçbir etkin ve doğrudan tavır ya da katkıları olmamıştır.

(1. Dünya Savaşı sonrasında, İngiliz kardeşler Türk Locaların çalışmalarına gelmeyi kesmişler hatta İstanbul’da İngiliz Obediyansına bağlı locaların çalışmalarına da katılmaz olmuşlardır. )

1 Ağustos 1909 tarihli seçimlerde aşağıdaki sonuçlar alınmıştır :

Büyük Üstat : Talat Paşa

Büyük Üstat Yardımcısı (Kaymakamı) : General Galip

Büyük 1nci Nazır : Dr. Mehmet Ali

Büyük 1nci Nazır yardımcısı : Edvard De Nari (Bisanzio Risorta Saygıdeğeri)

Büyük 2nci Nazır : Osman Fehmi

Büyük 2nci Nazır yardımcısı : Nadra Moutran

Büyük Yasalar Sözcüsü : Rıza Tevfik

Büyük Yasalar Sözcüsü yardımcısı : M. Noradungyan

Büyük Sekreter : Osman Talat

Büyük Sekreter yardımcısı : Casanova Solon

Büyük Hazine Üstadı : Dr. Modiano

Büyük Yardım Üstadı : Dr. Suhami

Büyük Tören Üstadı : Rafael Ricci

Büyük Soruşturucular : Algrante Viktor ve Tevfik Bey

Bu noktada altının çizilmesi gereken bir başka önemli konu var. Türkiye’de masonluğun oluşumunu sağlayan kişilerin düşünce ve istekleri, hep bir Büyük Doğu değil, Büyük Loca kurulmasını sağlamaya yönelik idi. Ekteki bildirilerde de bunu açıkça görmek mümkündür.

İlk üç derecenin egemen gücünün yönlendirici ve kurucuları, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti gerekliliklerine tamamen ve sıkı sıkıya bağlı kalmayı istiyorlardı. Buna göre de, Ritin düzenleyicisi Süprem Konsey’in yanında, 1’den 3’e kadar Mavi Locaların yönetsel gücü olan bir Büyük Loca oluşturulmalıydı. Eğer, Türkiye Ulusal Büyük Locası farklı bir şekilde ve Büyük Doğu adıyla tanımlanmışsa, bunda Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti gerekliliklerine ters düşmekten çok, yanlış bilgilenmekten kaynaklanan, açıklanamayan ve açıklığa kavuşmamış bir davranışın izlerini aramak gerekir.

İngiliz masonluğunun, bu güne kadar Türk masonluğunu tanımamakta direnmesinin en önemli nedeni, hatta belki de tek nedeni, bu konuda odaklanmaktadır. Bu ise, sadece basit ve şanssız bir adlandırma hatasıdır ve yukarıda da açıkladığımız gibi, asla, Türk masonlarının sıkı sıkıya bağlı oldukları İskoç Masonluğu ilkelerinden istemli bir uzaklaşma değildir.

3.) Tarihsel Bakış :

İncelemekte olduğumuz gibi, 1909’dan önce, Osmanlı İmparatorluğu ve ona bağlı bölgelerin topraklarında bağımsız bir obediyans bulunmamaktaydı. Ama, daha 1820’lerde, pek çok yabancı mason locası ülkenin değişik yerleşim bölgelerinde kurulmaya başlamışlardı. İstanbul’da, Makedonya’da, Trakya’da, Epir’de (Yanya dolayları), İzmir’de, Silisya’da, Suriye’de, Filistin’de ve Mezopotamya’da ağırlık kazanan bu oluşuma, diğer bölgeler de katılıyorlardı. Bu localar genellikle İtalya, İspanya ve Fransa Süprem Konseyleri, Büyük Locaları ya da Büyük Doğularına bağlı olarak çalışıyorlardı.

Bu localarda genellikle az sayıda Türk vardı. Ağırlıklı olarak ülkede uzun ya da kısa süreler için bulunan yabancıların katıldığı toplantılarda, ülkenin öz vatandaşı olmakla beraber, azınlık statüsünde yabancı güçlerce hakları korunan Hıristiyan ya da Museviler de çalışıyorlardı.

Türkler, ya da genel bir tanımlamayla Müslümanlar, masonluğa pek az ilgi gösteriyorlardı. Bu, bizim görüşümüze göre, iki temel nedene dayanıyordu :

Bağnaz ve cahil halk yığınlarında, mason sözcüğünün bir aşağılama olarak kullanılmakta olması,
Ülkenin tüm vatandaşlarının ama özellikle Türk olanlarının baskısı altında ezildikleri çok katı “ispiyonculuk rejimi”.

Ancak, aydınlanmış olan Türklerin, masonluğun ülküsüyle bağdaşmayacak nitelikte olduklarını söylemek asla adil ve gerçekçi bir yargı olmaz.

Türkiye’de dinsel ve politik bağlamda göreli bir özgürlük ortamı doğar doğmaz, Türkler yüzlerce kişilik istekli toplulukları halinde localarda yerlerini almaya başlamışlardır. Bunların içinden birçokları, erdem ve masonik bilinç açılarından örnek olacak niteliktedirler.

Meşrutiyet duyurusuna temel oluşturan ve tiran 2. Abdülhamid’in devrilmesine neden olan Jön Türk devrimi, Makedonya mason localarında ve özellikle de Selanik’te hazırlanmıştır. İtalya’ya bağlı Macedonia Risorta, Fransa’ya bağlı Veritas ve Labor et Lux ile İspanya’ya bağlı Perseverencia bu konudaki odak noktalarını oluşturmuşlardır. ( 1911 tarihli Mason Yıllığı, Labor et Lux locasının Fransa’ya değil, İtalya’ya bağlı olduğunu belirtiyor –çevirenin notu)

Devrimci Jön Türk komitesi, İstanbul’a gelip yerleşmişti. Şefleri Talat Paşa, Mithat Şükrü Bey, Rahmi Bey, Mazliah Nesim, Galip Paşa, Emanuel Carasso bir araya geldiler ve yabancı Süprem Konseylerin de desteğiyle bir Osmanlı Ulusal Süprem Konseyi oluşumunu sağladılar. (Osmanlı Ulusal Süprem Konseyi değil, Osmanlı Ulusal Büyük Locası demek istediğini sanıyorum-çevirenin notu.)

Bu amaçla, İstanbul’da yabancı Obediyanslara bağlı localarla ilişkiye girdiler ve önceki sayfalarda belirttiğimiz gibi, tekliflerine yasal ve çok sıcak bir destek sağladılar. Bu şekilde, örneğin, eski bir İtalyan locası olan ve uzun zamandır Roma Büyük Doğusuna bağlı olarak çalışan Bisanzio Risorta Locası, olduğu gibi Türkiye Büyük Doğusunun kuruluşuna katılıverdi.

Bir ulusal Türk masonluğu kurmak isterken, Jön Türklerin iki amacı vardı :

Açılım kazanmakta olan özgürlük rejiminden yararlanmak ve özgür bir ortam bulunca politik ve ulusal bağlamda ortaya çıkan iyileşme doğrultusunda, bağımsız bir Türk Masonluğunun oluşumunu sağlamak.
Hatırı sayılır sayıda karşı tepki almaya devam eden özgürlük ortamını savunabilecek ve tutunduracak özgürlük yanlılarının yetişeceği bir ocak oluşturmak.
Ama kısa sürede, Jön Türklerin karşı görüşleri susturmak ve etkin olabilmek için locaları yandaşlarıyla doldurduğu söylentisi açık açık söylenir oldu. Masonlar Jön Türklerin bu hızlı çoğalışından yakınıyorlardı. Devrimci Jön Türk komitesine yakın olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan kişiler, localarda toplanıyorlar, hatta hiçbir karşı tutuma olanak tanınmaksızın masonluğa katılıyorlardı. Uzun bir süre, İstanbul’daki locaların yönetiminde görev alanların neredeyse tamamına yakını Jön Türk kökenli militan ya da devrim komitesine oldukça yakın partililerden oluştu. Öyle ki, oturumlar, Masonların saygın çalışmalarından çok, İttihat ve Terakki Partisinin toplantılarını çağrıştırır oldu.
Saygıdeğer ve mason localarına girebilecek nitelikte pek çok kişi, sadece İttihat ve Terakki’nin politikalarını benimsemedikleri için acımasızca reddedildiler. Eski rejime yakın bulunan ya da eski rejimin yakınlarının tanışı olanlara da benzer uygulamalar yapıldı.

İstanbul’u işgal eden Makedonya Ordusunda , önemli sayıda mason vardı. Senatörler, mebuslar, polisler, jandarma yetkilileri, her kesimden ve her düzeyde memurlar localara dolmaya başlamışlardı. Gerçek bir karmaşa yaşanıyordu. Herkes, yeni rejimin yöneticilerine hoş görünmek için mason olmak istiyordu. İçten dileğiyle bir locaya katılan kardeşlerin sayısında büyük düşüş olmuştu.

Bu durum, bir yıldan fazla sürdü. Ne mutlu ki, korkulduğu kadar kötü sonuçlarla karşılaşılmadı. Gerçekten de, Jön Türkler görev ve sanları dağıtmaya bir son verince, Devletin bütçesinden geçinmek için, herhangi bir görev alabilmeyi aklına koymuş ve bu amaçla aydınlanmış olan bütün masonlar, hep birlikte çalışmalara gelmez oldular. Öyle ya, artık bulabilecekleri hiçbir somut çıkar kalmamıştı !

İyi masonlar kaldılar ve direnmeye çalıştılar. Hatta, masonlar arasında bir tür eleme gerçekleşti ve çeşitli nedenlerle bazı masonlar localardan uzaklaştırıldılar.

İki yıl çok çabuk geçti. Jön Türkler artık, eski rejim yandaşlarının tepkisinden korkmayacak kadar güçlenmişlerdi. Komite, ülkenin gerçek egemeniydi. Artık özgürlük için savaşta locaların desteğine gereksinim kalmamıştı. Büyük Üstat Talat Bey ile başlamak üzere, İttihat ve Terakki Partisi’nin yöneticileri, localara uğramaz oldular.

Bu arada, üst derecelerde olup bitenin ve masonik görevlerin denetimini yitirmemeye özen gösterdiler ve buralara hep İttihat ve Terakki’nin güven duyduğu kişilerin geçmesini destekleyerek, olayları uzaktan seyrettiler.

Günümüzde (1922) Egemen Gran Komandör olan doktor Mehmet Ali Bey (Talat Beyden sonra ) Büyük Üstat seçildi. Bu saygıdeğer yaşlı kişi, genellikle sevilir ve sayılırdı. Kendisini görevine bedensel ve ruhsal olarak adadı. Genç yaşında olsaydı, kuşkusuz Büyük Doğu yönetiminden geçişte, daha da derin bir iz bırakırdı. Yine de, önemsenecek başarılara imza attı. Onun yoğun çaba ve baskılarıyla, localar her yerde kurulmaya ve çoğalmaya başladılar. (İzmit, Adana, Konya vb.,)

Bütün bunlara karşın, savaş sürerken, İngiliz Localarının yetkililer tarafından istenmeyen bir şekilde kapatılmasına ve Türk Localarının çalışmalarının da uzun bir süre için durdurulmasına engel olunamadı. Oysa ki, bu konudaki kararı veren Jön Türk kabinesinde pek çok mason vardı. Ancak, doğruyu söylemek gerekirse, onları suçlayamayız çünkü, Savaş Nazırı Enver Paşa’nın çelikten istem gücü ve direnişi karşısında çok zayıf kalıyorlardı. Talat Paşa ve Mithat Şükrü kardeşlerimiz, bir yıldan fazla uğraştıktan sonra, Türk Locaların yeniden açılma iznini almayı güçlükle başarabildiler.

13 yıldan beri, pek çok kişi, masonların Büyük Üstatlık görevini üstlendi. Sadece bu sanı taşımak bile, kendi içinde büyük bir onurdu. Ancak, bu dönemde çok önemli ve parlak bir başarıya imza atıldığını söyleyebilmek oldukça güçtür. İncelememize gerçekçi boyutlarda devam ederek, bu kardeşlerin sadece var olanı koruma başarısı gösterdiklerini ama, olması gereken açılımları ve yeni düzenlemeleri uygulamaya geçiremediklerini belirlememiz gerekiyor.

Meşrutiyet duyurusundan bu yana politik karmaşa hiç sona ermedi. Savaşlardan da hemen hemen hiç başımızı alamadık. Ne yazık ki, günümüzde de bu konuda olumlu bir tablo yok. Herkesin gerekli gördüğü (masonlukta ) iyileştirme çalışmalarını verimsiz kılmaya, sadece bu karmaşa ortamı bile yetiyor.

Günümüzde, Türkiye Büyük Doğusu (ya da Büyük Locası), bu görüşlere dayanıyor ve her biri içtenliğin, namuslu ve yararlı çalışmanın kanıtı olan kişilerden oluşuyor. Ülkedeki farklı etnik öğeler arasında sağlam ve özverili bir anlayış ortamının oluşması için, elinden gelenin en iyisini yapmayı görev biliyor. Türkiye Büyük Doğusunun programı, Etoile D’Orient Sayın Locasının kuruluş töreninde, bir kardeşin yaptığı konuşmada da özetlenmiştir. (Bu konuşmayı 5 sayılı ekte bulabilirsiniz) (Kitapçığın ekinde böyle bir konuşmanın metni yok ancak, Etoile D’Orient Sayın Locasının kuruluş töreninde , sözü edilen konuşmayı yapan, Jessua’nın kendisidir.)

Bugün görevi üstlenen Büyük Üstat Profesör Besim Ömer Paşa’nın en büyük uğraşlarından biri, yabancı mason Obediyanslar ile düzenli ve kardeşçe ilişkiler kurmayı başarmaktır. Özellikle de, İngilizce konuşan localarla ilişkilerin, düzenli kılınmasına çalışılmaktadır.

Günümüzde (1922), Türkiye Büyük Doğusu, Avrupa ve Amerika’nın hemen hemen tüm Süprem Konsey ve Büyük Doğularıyla yasal ilişkiler içindedir. Aynı ritte çalışan pek çok düzenli mason örgütüyle, dostluk elçisi niteliğindeki görevliler atanmasına ilişkin anlaşmalar yapılmış, ancak düzensiz masonlarla ilişki kurulmasından özenle kaçınılmıştır.

Türkiye Süprem Konseyi ve Türkiye Büyük Locası, İngiltere Ulusal Süprem Konseyi ve Büyük Locası ile ilişkileri sağlamlaştırmayı içtenlikle ve ısrarla istemişlerdir. Ancak, İngiliz masonluğundan bir yaklaşım beklemeye dönük düzenli girişimlerinin , karşı tarafta bir yankı bulduğunu söyleyebilmek pek mümkün değildir. Bu izlenimin en acı tarafı da, Süprem Konsey ve Büyük Loca uygulanan katı tavrın nedenlerini bilmemektedirler. İngiliz masonluğuna yanlış anlamaları ortadan kaldıracak her türlü bilgiyi vermek, açıklamayı yapmak ya da iki kardeş mason örgütü arasında dostça ve kardeşçe bir işbirliğinin oluşumunu engelleyen nedenleri tartışmak en büyük arzularıdır.

İçindeki bütün olumsuz öğeleri ve çıkar elde etmek için aydınlanmış olanları topluluğundan uzaklaştıran Türkiye Büyük Doğusu (Büyük Locası), İngiliz masonluğunun getirebileceği her türlü uyarı ve karşı görüşü içtenlikle değerlendirmeye hazırdır. İki simgesel masonik güç arasında bir anlaşmanın ancak bu şekilde sağlanabileceğine inanmaktadır.

4.) Bugünkü durum :

Günümüzde, Türkiye Büyük Doğusu (Büyük Locası) altında, İstanbul’da, 1’den 3’e kadar olan derecelerde çalışan ve Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’ni uygulayan on tane loca var. Bu localarda, ulusu oluşturan bütün etnik öğelerden ve ülkemizde az veya çok kalarak geçen yabancılardan meydana gelen bir kardeşler mozaiği, (Türkler, Rumlar, Ermeniler, Museviler, Araplar, Kürtler, Arnavutlar, Fransızlar, İngilizler, Slavlar, Avusturyalılar, Slovaklar, Macarlar) Eski ve kabul Edilmiş İskoç Riti’nin uluslararası düzenleyicisi olan Belçika masonluğunu uygulamalarına örnek alarak ve bu bağlamda oluşturulmuş yönergeler doğrultusunda, çalışmalarına devam ediyorlar. Bu atölyeler Türkçe çalışıyorlar. (Sadece Etoile D’Orient Sayın Locası, yabancı kardeşlerin çalışmalarımıza katılımını sağlayabilmek için Fransızca olarak çalışıyor.)

İstanbul’da çalışmalara katılan kardeşlerin sayısı yaklaşık olarak beş yüz. 1 Mayıs 1922 tarihinden itibaren, yani birkaç günden bu yana, çalışmalarını kendi binasında yürütmeye başlayan Türkiye Büyük Doğusu (Büyük Locası), İstanbul’da ve taşrada uykuda olan masonların düzene dönüşünü sağlamaya çalışmaktadır. Bu durumda olan yüzlerce kardeşimiz vardır. Ama, herhangi bir çıkar elde edebilmek amacıyla aramıza gelmeye çalışanları elemek için tüm çabamızı göstermeyi sürdüreceğiz. Türkiye Büyük Doğusu (Büyük Locası) çalışmalarını her türlü dinsel ve politik tartışmadan korur. Çalışmalara sadece düzenli masonlar katılabilirler.

Savaştan ve özellikle Anadolu hareketinden bu yana (Mareşal Mustafa Kemal Paşa’nın ulusal eylemi), Türkiye Büyük Doğusu, bir anlamda Türkiye’nin İstanbul dışındaki bölgeleriyle iletişim kuramamaktadır. İzmit, Adana, Konya gibi taşra localarının çalışmaları hakkında yeterince bilgi alınamamaktadır.

İzmir’de çalışan Güneş Locası, günümüzde çalışmalarını İstanbul’a taşımıştır. İzmir’deki çalışma düzenine yeniden dönmenin bekleyişi içindedir. Saygıdeğer Üstadı Ferid Aseo Kardeşimiz, bu konuda çok yoğun çabalar göstermektedir.

On yıl süren savaş, bazı locaların kapanmasını kaçınılmaz kılmıştır. Bunlar arasında ; İttihat ve Terakkinin Gerçek Dostları, Osmanlı Kardeşliği, Vatan, Meşrutiyet localarını sayabiliriz. Ama bu arada açılan başka localar da olmuştur.

Etoile D’Orient, Sultan Murat V gibi (Bu sonuncusu, sonsuzluğa göçen kardeşimiz Sultan’ın anısınadır).

5.) Süprem Konsey

Günümüzde bir Aeropaj ve iki Rose-Croix Şapitrinden oluşmaktadır. Türkiye Büyük Doğusuna (Büyük Locasına) bir konkordato (anlaşma) ile bağlıdır. Bu konkordato iki taraf arasındaki ilişkileri düzenlemektedir. Buna göre, Türkiye Süprem Konseyi, Türkiye Büyük Doğusunu (Büyük Locasını), çırak, kalfa ve üstat derecelerinden oluşan ilk üç derece için, bütün Osmanlı İmparatorluğunda tek yasal vedüzenli simgesel güç olarak tanımaktadır.

6.) Masonik Kulüp :

İstanbul’da, Türkiye Büyük Locasının (Büyük Doğusunun) desteğiyle, bir Masonik Kulüp açılmıştır. Bu kulübün açılışı, bütün düzenli masonları bir araya getirerek, sağlam ve bağlı bir bütün oluşturma yolundaki çabalara itici güç kazandıracaktır. Ayrıca, farklı ırklar arasında derinleşen anlayış farklılıklarını büyük ölçüde yumuşatacak ve ülkenin etnik öğeleri arasında içten ve kalıcı bir yakınlaşmaya yönelik katkılar sağlayacaktır. Bu çok güç bir uğraştır ama olanaksız değildir.

7.) İyilik İşleri :

Yurt dışındaki tüm Sayın Localar gibi, Türkiye Büyük Locası ( Büyük Doğusu) da, iyilik işlerine daima önem vermiştir. İnsan sevgisini odak alan birçok kuruluşta, ya doğrudan sorumluluk almış ya da destekleyici olmuştur.

Çocuk Esirgeme Kurumu, başlı başına görkemli anıtlarından biridir. Bu eser, ırk ve inanç farkı olmaksızın, çok sayıda çocuğu giydirmekte, beslemekte ve eğitmektedir.

Türk masonluğu, Kızılay’ın kuruluşunda da, çok etkin bir görev üstlenmiştir. Bu insancı kuruluş, binlerce mutsuz insanın acılarını dindirmektedir. Bugünkü (1922) Büyük Üstadımız, Profesör Doktor Besim Ömer Paşa, aynı zamanda, bu çok önemli kuruluşun da başkanıdır. Bugünkü Süprem Konsey Egemen Gran Komandörü Doktor Mehmet Ali Bey (33) de, Kızılay’ın kuruluşunda, Genel Denetçi olarak görev yapmıştır. Var güçleriyle bu kuruluşun başarısı için çalışmışlardır.

Türkiye Büyük Locası, ayrıca, bir Uluslar Topluluğu (Ligue des Nations) oluşumu için büyük çaba göstermiş ve katkılarda bulunmuştur. Bu kuruluşun Yönetim Kurulunda, pek çok kardeşimiz vardır. Bu konudaki destek ve katkı kararı, geçen yıl katıldığımız Cenevre Masonik Kongresinden sonra alınmıştır.

Bu arada, bir Osmanlı Locası, Etoile d’Orient, övgüye değer bir uğraşın sorumluluğunu taşımaktadır : Dilenciliğin yok edilmesi ! Her iki cinsiyetten de pek çok çocuk, sefaletten kurtarılmış ve özenli eğitim olanaklarına kavuşturulmuştur.

Dönemsel ya da anlık iyilik işlerine özveriyle katkıda bulunan başka başka kardeşlerimiz, daha pek çok eserin oluşumunu sağlamaktadırlar. Örneğin, fuhuşla mücadele çalışmaları, önemli ölçüde masonlar tarafından yönetilmektedir.

İstanbul, 15 Mayıs 1922

Büyük Üstat Büyük Sekreter

Prof. Dr. Besim Ömer Ali Refik

=imza=

(Çalışmanın sonuna yetkililerin imzası alınarak, şu ana kadar anlatılanlara yasal nitelik kazandırılmakta ve içerik onaylatılmaktadır.-çevirenin notu- )

EK : 1
(Kitapçık içinde Ek:1’den söz edilmekle birlikte, 1 sayılı ek yerinde bulunmamaktadır. Ekler bölümü 2 sayılı ekle başlamaktadır. Bu kitapçığın bazı sayfalarının bir şekilde yok olduğunu düşünmemiz mümkün değildir, çünkü sayfa numaraları birbirini izlemektedir ve Ek:2’ye geçerken herhangi bir eksiklik görülmemektedir. Bilmediğimiz bir nedenle, kitapçığın 1 sayılı eki, yayında yer almamıştır.

1 sayılı ekin, Türkiye Büyük Doğusunun (Büyük Locası) kuruluşu amacıyla, Türkiye Süprem Konseyinin, Türkiye’de çalışan tüm localara yayınladığı 1 sayılı duyuru olduğu, yazının içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu 1 sayılı duyuru , aynı zamanda ulusal bir Obediyans kurma çalışmalarının da, ilk belgesidir.

EK : 2
Türkiye Büyük Doğusu ( Büyük Locası )

UNIVERSI TERATUM ORBIS ARCHITECTIONIS AD GLORIAM INGENTIS

ORDO AB CHAO

UNION-FORCE-PROGRES

Merkezi İstanbul’da bulunan,

bütün Osmanlı İmparatorluğu için Ritin egemeni,

Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin 33ncü ve sonuncu derecesinin

Süprem Konseyi

—————————————–

Bütün Süprem Konseylere, Büyük Doğulara, Büyük Localara

ve her iki yarımkürede bulunan tüm düzenli Masonlara

Salut – Force – Progres

(Selam – Güç – Gelişme )

——————————-

Çok Sevgili Kardeşlerimiz,

Yüce kurulumuzun yasal varlığı ve düzene uyumu tanınıncaya kadar İskoç Riti’nin çalışmalarını sürdürebilmesi amacıyla, 25 Haziran tarihindeki oturumda, Süprem Konseyimiz geçici görevlilerinin seçimini yapmış olduğumuzu sizlere bildirmekle mutluyuz.

İskoç Konfederasyonunun Çok Yüce ve çok etkin Süprem Konseyleri tarafından Süprem Konseyimizin düzene uygun olarak oluştuğu ve Osmanlı İmparatorluğu için Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin yasal Egemen Gücü olduğu tanınmıştır. Sadece, Süprem Konseyi 1907 yılında yapılan Brüksel Konferansında bağımsız olarak kabul edilmiş bulunan Mısır, bunun dışında tutulmaktadır.

(özelde) Ritin ve genelde (masonik) düzenin yararları için, sürekli bir çalışma içinde bulunmamız gerekiyor. Bu nedenle, düzen gereğince oturuma çağırılan Süprem Konsey, Gök Kubbe altında, Zenit 41 derece, 01 dakika, 15 saniye kuzey enlemindeki Gerçek Mabedinde toplandı ve gerekli güncel çalışmalar sonrasında gündem gereğince, Süprem Konsey Büyük Görevlilerini belirleyecek kesin seçimlere geçildi.

Aşağıda, Ritin gereklilikleri uyarınca yapılan seçimler sonucunda belirlenen seçilmişler listesini bildiriyoruz:

Önerilmiş, seçilmiş ve duyurulmuştur :

Egemen Gran Komandör, Büyük Üstat : General Prens Aziz Hasan Paşa 33\

Gran Komandör 1nci Yardımcısı, Büyük Üstat : Cavit Bey 33\

Gran Komandör 2nci Yardımcısı, Büyük Üstat : J. Sakakini Bey 33\

1nci Saygıdeğer, Genel Denetçi : Faik Süleyman Bey 33\

1nci Saygıdeğer, Genel Denetçi Yardımcısı : Mehmet Talat Bey 33\

Büyük Şansölye, Genel Yazman : David J. Kohen 33\

Büyük Hatip, Yasalar Sözcüsü : Mişel A. Noradungyan 33\

Büyük Hazine Görevlisi : Osman Talat 33\

Büyük Hazine Görevlisi Yardımcısı : Galib Mehmet Bey

Büyük Yardım Görevlisi : Mehmet Ali 33\

Büyük Yardım Görevlisi Yardımcısı : Emmanuel Carasso (Karasu) 33\

Büyük Soruşturucu : Dr. Rıza Tevfik Bey 33\

Büyük Arşiv ve Kütüphane Görevlisi : Mehmet Arif 33\

Büyük Koruyucu : Galip Bey 33\

Büyük Koruyucu Yrd. : Mehmet Fuat Hulusi 33\

Büyük Tören Üstadı : Sarim Kibar 33\

Büyük Sancak Taşıyıcı : Mithat Şükrü 33\

Büyük Kılıç Taşıyıcı : Rahmi Bey 33\

Selanik temsilcisi : Sabri Katipzade

21 Aralık 1909 Oturumunda belirlenmiş ve duyurulmuşlardır.

Gran Komandör Yrd. Genel Sözcü Büyük Şansölye Büyük Üstat Egemen Gran Komandör, Büyük Üstat

M. Cavit 33\ J. Sakakini 33\ Aziz Hasan 33\

Büyük Hatip Genel Yazman

M. A. Noradungyan 33\ D. J. Kohen 33\

——————————————

TÜRKİYE SÜPREM KONSEYİ ONURSAL GÖREVLİLERİ

———-

Pek Aydın Pek Güçlü, Ömür Boyu, Onursal Egemen Gran Komandör Kont Goblet d’Alviella

Belçika Süprem Konseyi Egemen Gran Komandör Büyük Üstadı

———–

ONURSAL ÜYELER

Pek Aydın Pek Değerli Alphonse de Paepe Kardeşimiz, Belçika Süprem Konseyi Büyük Şansölye Genel Sekreteri

Pek Aydın Pek Güçlü Emmanuel Galanis Kardeşimiz 33\, Yunanistan Süprem Konseyi Egemen Gran Komandörü

Pek Aydın Pek Güçlü Joseph Junck Kardeşimiz 33\, Lüksemburg Büyük Dükalığı Masonluğunun Büyük Üstadı

————–

Türkiye için 33\derece Süprem Konseyinin, 21 Aralık 1909’dan 20 Aralık 1918 tarihine kadar görevli YÖNETİM KURULU

General Prens Aziz Hasan : Egemen Gran Komandör

Mehmet Cavit : Gran Komandör 1nci Yardımcısı

J. Sakakini : Gran Komandör 2nci Yardımcısı

Faik Süleyman : Büyük Genel Denetçi

Mehmet Talat : Büyük Genel Denetçi

D. J. Kohen : Büyük Şansölye, Genel Yazman

Mişel A. Noradungyan : Büyük Hatip, Yasalar Genel Sözcüsü

Osman Talat : Büyük Hazine Üstadı

Mehmet Arif : Büyük Arşiv ve Kütüphane Üstadı

Sarim Kibar : Büyük Tören Üstadı

Galib : Büyük Koruyucu

Mithat Şükrü : Büyük Sancak Taşıyıcı

————————-

ETKİN ÜYELER

Mehmet Galib – Mehmet Ali – Rahmi – Mehmet Fuat Hulusi – Emmanuel Carasso – Rıza Tevfik – Sabri Katipzade

———————–

Diplomaları imzalayacak görevlilerin imza örnekleri :

Egemen Gran Komandör :……………………………………..

Gran Komandör 1nci Yardımcısı :………………………….

Gran Komandör 2nci Yardımcısı :………………………….

Büyük Şansölye, Genel Sekreter :…………………………..

Büyük Hatip, Genel Sözcü :…………………………………..

Büyük Hazine Üstadı :………………………………………….

Saygıdeğer Büyük Genel Denetçi :…………………………

Süprem Konseye bağlı YÜKSEK ATÖLYELER :

İstanbul Vadisinde, Krallık Sırrının Yüce Prensleri Konsistuarı 32\

30\Kadoş Şövalyeleri Konseyi :

İstanbul Vadisinde La Sentinelle Du Bosphore (Boğazın Gözcüsü)

18\Rose Croix şövalyelerinin Egemen Şapitri :

Les Pionniers de l’Avenir (Geleceğin Öncüleri)

La Concorde (Uyum)

——————-

Osmanlı İmparatorluğu için 33ncü derecenin Süprem Konseyine, bir dostluk anlaşmasıyla bağlı bulunan ve düzenli bir Osmanlı Masonik Örgütü olarak Simgesel Locaları yönetimi altında bulunduran ;

PEK SEÇKİN (SERENISSIME) TÜRKİYE BÜYÜK DOĞUSU (TÜRKİYE BÜYÜK LOCASI)

Kuruluş Tarihi 1909

İstanbul’da bulunan 8 loca

Osmanlı Topraklarında, taşrada bulunan 9 loca

Gran Komandör 2nci Yardımcısı Egemen Gran Komandör

J. Sakakini 33\ Aziz Hasan 33\

Büyük Şansölye Genel Yazman

D. J. Kohen 33\

EK : 3
Türkiye Büyük Doğusu ( Büyük Locası )

UNIVERSI TERATUM ORBIS ARCHITECTIONIS AD GLORIAM INGENTIS

ORDO AB CHAO

UNION-FORCE-PROGRES

Merkezi İstanbul’da bulunan ,

bütün Osmanlı İmparatorluğu için Ritin egemeni,

Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin 33ncü ve sonuncu derecesinin

Süprem Konseyi

—————————————–

Bütün Süprem Konseylere, Büyük Doğulara, Büyük Localara

ve her iki yarımkürede bulunan tüm düzenli Masonlara

Salut – Force – Progres

(Selam – Güç – Gelişme )

——————————-

Çok Sevgili Kardeşlerimiz,

Türkiye Büyük Doğusunun (Büyük Locası) İstanbul’da, Eski ve Kabul edilmiş İskoç Riti Süprem Konseyimizin desteğiyle gerçekleştirdiği kuruluşun yasal tutanaklarına dayanarak ;

Geçtiğimiz 9 Ağustos tarihinde, anılan Büyük Doğunun (Büyük Loca) İstanbul Vadisinde düzenli olarak kurulduğunu konusundaki Süprem Konsey duyurusunu dikkate alarak ;

1786 tarihli Büyük Yasaların, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti yasalarına ve genel kurallarına sıkı sıkıya bağlı olunması gerektirdiğini unutmayarak;

Süprem Konseyin kendi yetki bölgesinde (jüridiksiyon), 3ncü dereceden yukarı dereceler olan 4’ten 33’e kadar tüm dereceler için mutlak yönetici olduğunu bilerek;

Süprem Konseyin, Büyük Doğu (Büyük Loca) Yöneticilerinin, Görevlilerinin, ve bütün üyelerinin Ritin gerekliliklerine uygun davranacaklarına tam ve katışıksız bir güven duyduğunu tekrar ederek :

Her iki Yüce Kuruluş, bu kapsamda, birbirlerinin yetki alanlarını belirleyen bir anlaşma (konkordato) hazırlamışlar ve 20 Kasım 1909 tarihinde taraflarca gözden geçirilerek benimsenen bu metin, karşılıklı olarak imza ve kaşeyle onaylanmıştır.

Süprem Konsey, Brüksel’de 1907 yılında yapılan uluslararası Konferansta alınmış olan kararlar uyarınca, Eski ve Kabul edilmiş İskoç Riti’nin sadık bir izleyicisi olmaya devam edecektir.

Ortak Kararname (Décréte et a décrété )

1.) Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti uyarınca oluşturulmuş ve kurulmuş bulunan Büyük Doğu (Büyük Loca), Osmanlı İmparatorluğu için yasal olarak tanınan tek düzenli Simgesel Güçtür.

2.) Büyük Doğu (Büyük Loca), Eski ve Kabul edilmiş İskoç Riti’ne asla karşı çıkmayacak, isterse düzenli tanınan bütün ritlere, bağrında yer verebilecek, ancak herhangi bir çekince ve karşı hakkı olmaksızın, Konkordatonun sınırları içinde davranacaktır.

3.) Büyük Doğu (Büyük Loca), Osmanlı sınırları içinde ilk üç derecenin özerk Simgesel Gücü olarak ilan ve tebliğ edilmiştir.

Süprem Konseyin yerleşim yerinde, Büyük Locanın Büyük Üstadı ve Büyük Yazmanının da katılımlarıyla hazırlanmış, onaylanmış ve yasal geçerlilik kazanması için karşılıklı imzalanmıştır.

İstanbul, 22 Kasım 1909 E\V\

Egemen Gran Komandör Büyük Doğunun Büyük Üstadı

Aziz Hasan 33\ Talat Sai 33\

Yardımcı Danışman Büyük Hatip Genel Sözcü

Jozef Sakakini 33\ M. A. Noradungyan 33\

Büyük Şansölye Genel Yazman Büyük Doğu Büyük Yazmanı

D. J. Kohen 33\ Osman Talat